Lokman Hekim Kimdir? - Lokman Hekimin Hayatı
Hz. Lokman'ın şahsiyetine ve doğum yerine dair, tarihlerde kesin bir bilgi yoktur. Bir rivayete göre, babasının ismi Baura'dir. Baura ise, Hz. Eyyüb'ün (a.s.) kız kardeşinin veya teyzesinin oğludur. Beni İsrail arasında kadı olarak bulunduğu veya Habeşli bir zenci dülger olduğu gibi, çeşitli rivayetler de vardır. Vâkidî, Lokman'ın İsrâiloğulları kadısı, Eyle ve Medyen taraflarında yaşayan, Eyle'de ölen bir kimse olduğunu zikreder.
Hz. Lokman'ın aslen nereli olduğu hakkında da farklı rivayetler vardır. Bazıları, onun Habeş asıllı olduğunu, bazıları Nubyalı, bazıları da Mısır Sudanı'ndan olduğunu söylerler. Her halükarda onun esmer, kalın dudaklı, ayakları yarık ve sonradan hürriyetine kavuşmuş bir köle olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Hz. Lokman'ın geçimini temin etmek için ne iş yaptığı hakkında da söz birliği yoktur. Onun yaptığı işler arasında, kadılık, terzilik, çobanlık, marangozluk, halı kilim vs. dokuyuculuğu ve tamirciliği gibi meslekler sayılır. Bundan başka onun efendisine dağdan odun temin eden bir köle olduğu, başka bir kaynakta da ticaretle meşgul olduğu da söylenmiştir.
Kuran'da ise, Hz. Lokman'ın ne zaman ve nerede yaşadığı, nerede öldüğü, hangi milletten olduğu, ne ile meşgul olduğu gibi konular üzerinde durulmaz. Çünkü, öyle anlaşılıyor ki Yüce Allah'ın indinde bizlere yarayacak asıl bilgiler bunlar değil; onun nasıl bir kişiliğe sahip olduğu ve hayatına yön veren değerlerin neler olduğudur.
Rivayetlere göre Hz. Lokman, Arabistan'ın Umman tarafında yaşadı. Hz. Dâvud'la görüşüp ondan ilim öğrendi. Hz. Dâvud'a peygamberlik bildirilmeden önce, müftü olan Lokman Hekim, Hz. Dâvud'a peygamberlik bildirildikten sonra fetvâ vermeyi bıraktı. Hz. Dâvud'a ümmet oldu. Kendisine hikmet verildi.
Lokman Hekim, tabiplerin pîridir. Hikmetli sözleri ve oğluna verdiği nasîhatler meşhurdur. Kurân-ı Kerîm'de meâlen; «Bir vakit Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: Yavrum! Allah'a ortak koşma, çünkü şirk, çok büyük zulümdür.» (Lokman Sûresi, ayet: 3) buyrulmaktadır.
Lokman hakkında hadislerde de bazı bilgiler bulunmaktadır. En'âm Suresi'nin 82. ayetinin nüzulünde sahabeler: «Ey Allah'ın Resulü! Bizim hangimiz nefsine zulmetmez ki...?»«Bu ayetteki zulüm sizin sandığınız gibi değildir. O zulüm, şirk demektir. Lokman'ın oğluna nasihat ederken, yavrum, Allah'a şirk koşma. Zira şirk en büyük zulümdür dediğini işitmediniz mi?» cevabını vermiştir. dediklerinde, Peygamberimiz;
Lokman, söyle derdi: «Yavrum, ilmi âlimlere karşı böbürlenmek, sefihlerle münazarada bulunmak ve meclislerde gösteriş yapmak için öğrenme!»
Bu anlatım ve devamı başka bir rivayette söyle yer almaktadır: «...Ginâ göstererek ve cehalete düşerek ilmi terk etme! Yavrum, meclisleri ihmal etme! Allah'ı anan bir topluluk gördüğünde onlarla otur. Eğer âlimsen ilmin işine yarar; cahilsen onlar sana öğretirler. Umulur ki Allah onlara rahmetini lütfeder, onlarla beraber sana da ulaşır. Allah'ı anmayan bir topluluk gördüğünde onlarla oturma. Eğer âlimsen ilminin sana bir yararı olmaz; cahilsen onlar seni saptırırlar. Allah onları azabına duçar kılar, sana da onlarla beraber isabet eder.»
«Hakîm Lokman oğluna şu tavsiyede bulunmuştur. Yavrum âlimlerin yanında otur ve dizlerinle onlara çok yaklaş. Çünkü Allah, gökten indirdiği yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi, kalpleri hikmet nûruyla diriltir.»
Lokman hakkında başka bir hadis de şöyledir: «Hakim Lokman, söyle derdi: şüphesiz Allah bir şeyi emânet aldığı zaman onu korur.»
Lokman Hekim'e; «Sen, bu hâle nasıl geldin?» dediklerinde; «Doğru sözlü olmak, emâneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle.» cevâbını verdi. İnsanlar ondan nasîhat istediler, o da şöyle nasîhat etti:
«Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel edilebilmesi için sekiz şeye dikkat etmek herkese lâzımdır. Dört zamanda dört şeyi korumak gerekir; Namazda gönlü, halk arasında dili, yiyip içmede boğazı, bir kimsenin evine girince de gözü korumaktır. İki şeyi hâtırdan hiçbir zaman çıkarmamalıdır. Bunlar; Allah-u teâlânın büyüklüğü ve ölümdür. İki şeyi de tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da; bir kimseye yapılan iyilik ile dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.»
Hz. Lokman'ın şahsiyetine ve doğum yerine dair, tarihlerde kesin bir bilgi yoktur. Bir rivayete göre, babasının ismi Baura'dir. Baura ise, Hz. Eyyüb'ün (a.s.) kız kardeşinin veya teyzesinin oğludur. Beni İsrail arasında kadı olarak bulunduğu veya Habeşli bir zenci dülger olduğu gibi, çeşitli rivayetler de vardır. Vâkidî, Lokman'ın İsrâiloğulları kadısı, Eyle ve Medyen taraflarında yaşayan, Eyle'de ölen bir kimse olduğunu zikreder.
Hz. Lokman'ın aslen nereli olduğu hakkında da farklı rivayetler vardır. Bazıları, onun Habeş asıllı olduğunu, bazıları Nubyalı, bazıları da Mısır Sudanı'ndan olduğunu söylerler. Her halükarda onun esmer, kalın dudaklı, ayakları yarık ve sonradan hürriyetine kavuşmuş bir köle olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Hz. Lokman'ın geçimini temin etmek için ne iş yaptığı hakkında da söz birliği yoktur. Onun yaptığı işler arasında, kadılık, terzilik, çobanlık, marangozluk, halı kilim vs. dokuyuculuğu ve tamirciliği gibi meslekler sayılır. Bundan başka onun efendisine dağdan odun temin eden bir köle olduğu, başka bir kaynakta da ticaretle meşgul olduğu da söylenmiştir.
Kuran'da ise, Hz. Lokman'ın ne zaman ve nerede yaşadığı, nerede öldüğü, hangi milletten olduğu, ne ile meşgul olduğu gibi konular üzerinde durulmaz. Çünkü, öyle anlaşılıyor ki Yüce Allah'ın indinde bizlere yarayacak asıl bilgiler bunlar değil; onun nasıl bir kişiliğe sahip olduğu ve hayatına yön veren değerlerin neler olduğudur.
Rivayetlere göre Hz. Lokman, Arabistan'ın Umman tarafında yaşadı. Hz. Dâvud'la görüşüp ondan ilim öğrendi. Hz. Dâvud'a peygamberlik bildirilmeden önce, müftü olan Lokman Hekim, Hz. Dâvud'a peygamberlik bildirildikten sonra fetvâ vermeyi bıraktı. Hz. Dâvud'a ümmet oldu. Kendisine hikmet verildi.
Lokman Hekim, tabiplerin pîridir. Hikmetli sözleri ve oğluna verdiği nasîhatler meşhurdur. Kurân-ı Kerîm'de meâlen; «Bir vakit Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti: Yavrum! Allah'a ortak koşma, çünkü şirk, çok büyük zulümdür.» (Lokman Sûresi, ayet: 3) buyrulmaktadır.
Lokman hakkında hadislerde de bazı bilgiler bulunmaktadır. En'âm Suresi'nin 82. ayetinin nüzulünde sahabeler: «Ey Allah'ın Resulü! Bizim hangimiz nefsine zulmetmez ki...?»«Bu ayetteki zulüm sizin sandığınız gibi değildir. O zulüm, şirk demektir. Lokman'ın oğluna nasihat ederken, yavrum, Allah'a şirk koşma. Zira şirk en büyük zulümdür dediğini işitmediniz mi?» cevabını vermiştir. dediklerinde, Peygamberimiz;
Lokman, söyle derdi: «Yavrum, ilmi âlimlere karşı böbürlenmek, sefihlerle münazarada bulunmak ve meclislerde gösteriş yapmak için öğrenme!»
Bu anlatım ve devamı başka bir rivayette söyle yer almaktadır: «...Ginâ göstererek ve cehalete düşerek ilmi terk etme! Yavrum, meclisleri ihmal etme! Allah'ı anan bir topluluk gördüğünde onlarla otur. Eğer âlimsen ilmin işine yarar; cahilsen onlar sana öğretirler. Umulur ki Allah onlara rahmetini lütfeder, onlarla beraber sana da ulaşır. Allah'ı anmayan bir topluluk gördüğünde onlarla oturma. Eğer âlimsen ilminin sana bir yararı olmaz; cahilsen onlar seni saptırırlar. Allah onları azabına duçar kılar, sana da onlarla beraber isabet eder.»
«Hakîm Lokman oğluna şu tavsiyede bulunmuştur. Yavrum âlimlerin yanında otur ve dizlerinle onlara çok yaklaş. Çünkü Allah, gökten indirdiği yağmurla ölü toprağı dirilttiği gibi, kalpleri hikmet nûruyla diriltir.»
Lokman hakkında başka bir hadis de şöyledir: «Hakim Lokman, söyle derdi: şüphesiz Allah bir şeyi emânet aldığı zaman onu korur.»
Lokman Hekim'e; «Sen, bu hâle nasıl geldin?» dediklerinde; «Doğru sözlü olmak, emâneti yerine getirmek, lüzumsuz söz ve işi terk etmekle.» cevâbını verdi. İnsanlar ondan nasîhat istediler, o da şöyle nasîhat etti:
«Öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel edilebilmesi için sekiz şeye dikkat etmek herkese lâzımdır. Dört zamanda dört şeyi korumak gerekir; Namazda gönlü, halk arasında dili, yiyip içmede boğazı, bir kimsenin evine girince de gözü korumaktır. İki şeyi hâtırdan hiçbir zaman çıkarmamalıdır. Bunlar; Allah-u teâlânın büyüklüğü ve ölümdür. İki şeyi de tamâmen unutmaya çalışmalıdır. Bunlar da; bir kimseye yapılan iyilik ile dost ve yakınlardan görülen kötülüktür.»