Nazım Hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Nazım Hikmet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
23 Ocak 2013 Çarşamba

Evliya Çelebi (seyyah)


Evliya Çelebi Derviş Mehmed Zillî.



1611’de İstanbul’da doğdu. 1682’de, Mısır’dan dönerken yolda veya İstanbul’da öldüğü sanılıyor.  gerçek adı Evliya Çelebi Derviş Mehmed Zillî. Ailesi Kütahya’dan gelip saraya yerleşti. Babası sarayda kuyumcu olan Mehmet Zillî. Özel eğitim aldı. Bir süre medresede okudu, babasından tezhip, hat ve nakış sanatlarını öğrendi. Musiki ile ilgilendi, hafız oldu. Enderuna girdi Dayısı Melek Ahmed Paşa aracılığıyla Sultan 4′üncü Murat’ın hizmetine girdi.
 Gezmeye ilgisi çocukluğunda babasından ve yakınlarından dinlediği öyküler, söylenceler ve masallardan kaynaklanır. Seyahatname’nin giriş bölümünde gezi merakını bir rüyaya bağlar. Kendi anlatımınına göre, bir gece rüyasında Hazreti Muhammed’i gördü. “Şefaat ya Resulallah” diye şefaat isteyecekken, şaşırıp “Seyahat ya Resulallah” dedi. Böylece birçok ülkeyi gezme, tanıma fırsatı bulduğunu yazar. 1635’te, yani 24 yaşındaki iken önce İstanbul’u dolaşmaya, gördüklerini, duyduklarını yazmaya başladı. 1640’ta Bursa, İzmit ve Trabzon’u gezdi.
 Evliya Çelebi Derviş Mehmed Zillî. Kırım’a Bahadır Giray’ın yanına gitti. Yakınlık kurduğu kimi devlet büyükleriyle uzak yolculuklara çıktı. 1646’da Erzurum Beylerbeyi Defterdarzade Mehmed Paşa’nın muhasibi oldu. Doğu illerini, Azerbaycan’ın, Gürcistan’ın kimi bölgelerini gezdi. Gümüşhane, Tortum yörelerini dolaştı. 1648’te İstanbul’a dönerek Mustafa Paşa ile Şam’a gitti, üç yıl bölgeyi gezdi. 1651’den sonra Rumeli’yi dolaşmaya başladı, bir süre Sofya’da bulundu. 1667-1670 arasında Avusturya, Arnavutluk, Teselya, Kandiye, Gümülcüne, Selanik yörelerini gezdi. 50 yıllık seyahat Gezileri 50 yıl sürdü. Gezilerinde karşılaştığı toplumların yaşama düzenini ve özelliklerini yansıtan gözlemler yaptı. Kültürleri, günlük yaşayışları inceledi ve ünlü Seyahatname’sinde yazdı. Seyahatname’nin üslubu, Divan edebiyatı düz yazılarının tersine son derece sadedir. Dili kolayca anlaşılır. Konuşma diline yakın, akıcı bir üslup kullandı. Anlatımlarında kimi zaman mizah unsurlarına da yer verdi. Gözlemlerine, kendi düşünce ve çıkarmalarını da ekledi.

 Anlatımını belli bir zaman dilimiyle sınırlamadı. Seyahatname’de geçmişle gelecek, şimdiki zamanla geçmiş iç içedir. Yapısı gereği Seyahatname bir kültürel derleme niteliğindedir. İçinde, gidilen yerlerde dinlenen halk öyküleri, türküler, halk şiirleri, söylenceler, masallar, maniler, halk oyunları unsurları, giyim-kulamla ilgili özellikler, düğün-cenaze törenleri, yerel oyunlar, inançlar, komşuluk bağlantıları, toplumsal davranışlar, sanat ve zanaat özellikleri de vardır. Ayrıca gezilen bölgelerdeki evler, cami, mescit, çeşme, han, saray, konak, hamam, kilise, manastır, kule, kale, sur, yol, havra, köprü gibi çevresel yapıları da inceler. Seyahatnamesi, yalnızca 17′nci Yüzyıl Osmanlı dünyası için değil, Kafkasya, Arap ülkeleri, Balkanlar ve Orta Avrupa bakımından da önemli bir tarihsel coğrafya-kültür haritası niteliğindedir.




  • Besmelesiz yemek yeme.
  • Sırrın var ise sakın kimseye söyleme.
  • Cünüp iken yemek yeme.
  • Elbisenin söküğünü üstünde dikme.
  • İyi adını kötüye çıkaracak davranışlarda bulunma.
  • Kötüyle arkadaş olma, pişman olursun.
  • Daima ileri hedefin olsun, geriye takılıp kalma.
  • Harama tevessül etme.
  • Kimsenin payına-hakkına göz dikme.
  • Bir şey koymadığın yere el uzatma.
  • İki kişi konuşurken dinleme.
  • Ekmek ve tuz hakkını gözet.
  • Namahreme bakıp ihanet etme.
  • Davetsiz bir yere gitme. Gidersen emin olduğun yere, namuslu kimseye git.
  • Sır sakla.
  • Her mecliste duyduğun şeyleri-sözleri aklında tut.
  • Evden eve söz taşıma.
  • Kötülemekten, fenalıktan uzak ol.
  • Ahlaklı ol.
  • Herkesle iyi geçin.
  • İnat ve kötü sözlü olma.
  • Senden büyüklerin önünden gitme.
  • İhtiyarlara hürmet et.
  • Daima temiz ol.
  • Haram ve yasak edilen şeylere yaklaşma.
  • Beş vakit namaza devam edip iyi hâl ile tanınarak, ilim ve faziletle meşgul ol.
  • Her zaman geniş kalpli ve hoş meşrep ol.
  • Beraber olduğun, tanıştığın kişilerden asla bir şey isteme. Buna riayet etmezsen seni küçük görürler, itibarını kaybedersin.
  • Rıza lokmasıyla yetin.
  • Elindeki imkânları israf etme.


  • Elindeki imkânları israf etme sözlerinin içeriğinde neyi ararsanız bulursunuz. Elimizdeki olanların kıymetini bilmek, israf etmemek, değerlendirmek hayatın lezzeti, tadı değil midir?

  •  



ESERİ: 
Seyahatname (10 cilt. İlk sekiz cilt 1898-1928, son iki cilt 1935-1938)
29 Aralık 2012 Cumartesi

Attila İlhan (1925 - 2005)kimidir?

Attila İlhan 

siyasi görüşüşünü aıkça belirttigi için sıkıntı çekiş bir aydınır

15 Haziran 1925’te Menemen’de doğdu. İlk ve orta eğitiminin büyük bir bölümünü İzmir ve babasının işi dolayısıyla gittikleri farklı kentlerde tamamladı. İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfındayken mektuplaştığı bir kıza
, şiiri göndermesi nedeniyle 1941’de tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözetim altında kaldı. İki ay hapiste yattı.

CHP ŞİİR ARMAĞANI’NDA İKİNCİLİK ÖDÜLÜNÜ KAZANDI

Türkiye’nin hiçbir yerinde okuyamayacağına dair bir belge verilince, eğitim hayatına ara vermek zorunda kaldı. Danıştay kararıyla, 1944 yılında okuma hakkını tekrar kazandı ve İstanbul Işık Lisesi’ne yazıldı. Lise son sınıftayken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP Şiir Armağanı’nda Cebbaroğlu Mehemmed şiiriyle ikincilik ödülünü kazandı. 1946’ta mezun oldu.

İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Üniversite yıllarında Yığın ve Gün gibi dergilerde ilk şiirleri yayınlanmaya başladı. 1948’de ilk şiir kitabı Duvar’ı yayınladı.


1949 yılında, üniversite ikinci sınıftayken Paris’e gitti. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan bir çok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye’ye geri dönüşünde sıklıkla başı polisle derde girdi. Bir kaç kez gözaltına alındı.
1950’Lİ YILLARDA ADINI DUYURDU1951 yılında Gerçek gazetesinde bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca tekrar Paris’e gitti. Fransa’daki bu dönem Attilâ İlhan’ın Fransızca’yı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1950’li yılları İstanbul - İzmir - Paris üçgeni içerisinde geçiren Attilâ İlhan, bu dönemde ismini Türkiye çapında duyurmaya başladı.
Yurda döndükten sonra, Hukuk Fakültesi’ne devam etti. Ancak son sınıfta gazeteciliğe başlamasıyla beraber öğrenimini yarıda bıraktı. Sinemayla olan ilişkisi, yine bu dönemde, 1953’te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmasıyla başlar. 1957’de askerliğini yaptıktan sonra sinema çalışmalarına ağırlık verdi. Ali Kaptanoğlu adıyla onbeşe yakın senaryo yazdı.
’YASAK SEVİŞMEK’ VE ‘AYNANIN İÇİNDEKİLER’
1960’ta Paris’e geri döndü. Babasının ölmesiyle birlikte İzmir’e döndü. Sekiz yıl İzmir’de kaldığı dönemde, Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda, şiir kitabı olarak Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler serisinden Bıçağın Ucu yayınlandı. 1968’te evlendi, 15 yıl evli kaldı.

1973’te Bilgi Yayınevi’nin danışmanlığını üstlenerek Ankara’ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak’ı Ankara’da yazdı. 81’e kadar Ankara’da kalan yazar Fena Halde Leman adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul’a yerleşti.


‘SEKİZ SÜTUNA MANŞET’, ‘KARTALLAR YÜKSEK UÇAR’ VE ‘YARIN ARTIK BUGÜNDÜR’
İstanbul’da gazetecilik serüveni Milliyet ve Gelişim Yayınları ile devam etti. Bir süre Güneş gazetesinde yazan Attilâ İlhan, 1993-1996 yılları arasında Meydan gazetesinde yazmaya devam etti. 1996 yılından beri köşe yazılarını Cumhuriyet gazetesi’nde sürdürmekteydi. 1970’lerde Türkiye’de televizyon yayınlarının başlaması ve geniş kitlelere ulaşmasıyla beraber Attilâ İlhan da senaryo yazmaya geri dönüş yaptı. Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar ve Yarın Artık Bugündür senaryosunu yazdığı dizilerdi.

Türk edebiyatının usta kalemi Attila İlhan, 80 yaşında hayatını kaybetti. ()

ATTİLÂ İLHAN KİTAPLARI

ŞİİR Duvar

 Sisler Bulvarı
 Yağmur Kaçağı
 Ben Sana Mecburum
 Belâ Çiçeği
 Yasak Sevişmek
 Tutuklunun Günlüğü
 Böyle Bir Sevmek
 Elde Var Hüzün
 Korkunun Krallığı
 Ayrılık Sevdaya Dâhil
 Kimi Sevsem Sensin
ROMANSokaktaki Adam
Zenciler Birbirine Benzemez
Kurtlar Sofrası
Aynanın İçindekiler
 Bıçağın Ucu
 Sırtlan Payı
 Yaraya Tuz Basmak
 Dersaadet’te Sabah Ezanları
 O Karanlıkta Biz
 Fena Halde Leman
 Haco Hanım Vay
 Allahın Süngüleri-Reis Paşa
ÖYKÜ
Yengecin Kıskacı
DENEME-ANI
Abbas Yolcu
Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler
ANILAR VE ACILAR
 Hangi Sol
 Hangi Batı
 Hangi Seks
 Hangi Sağ
 Hangi Atatürk
 Hangi Edebiyat
 Hangi Laiklik
 Hangi Küreselleşme
ATTİLÂ İLHAN’IN DEFTERİ Gerçekçilik Savaşı
 ‘İkinci Yeni’ Savaşı
 Faşizmin Ayak Sesleri
 Batı’nın ‘Deli Gömleği’
 Sağım Solum Sobe
 Ulusal Kültür Savaşı
 Sosyalizm Asıl Şimdi
 Aydınlar Savaşı
 Kadınlar Savaşı

CUMHURİYET SÖYLEŞİLERİ
 Bir Sap Kırmızı Karanfil
 Ufkun Arkasını Görebilmek
 Sultan Galiyef
 Dönek Bereketi
 Yıldız, Hilâl ve Kalpak
ÇEVİRİLERİ
Kanton’da İsyan (Malraux)
Umut (Malraux)