Fabl
Fabl ya da Öykünce sonunda ders verme amacı güden, güldüren, düşündüren ve genellikle manzum öykülerdir. Genellikle hayvanların ve bitkilerin konuşmasıdır. Fablların kahramanları genellikle hayvanlardır. Ama bu hayvanlar insanlar gibi düşünür, konuşur ve tıpkı insanlar gibi davranır.Hayvanlar ,insanlarda hangi özellik varsa onlara sahiptiler
Dünyanın en ünlü fabl yazarları Ezop, La Fontaine ve Beydeba'dır. Ezop'un fablları M.Ö. 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir. ABD'li James Thurber ve İngiliz George Orwell çağdaş fabl yazarlarıdır. Fabl'ı ilk olarak yazanlar Friglerdir. Hititler fablları taş tabletlere yazıp resimliyorlardı. Fabl'lar günümüzde eğitimde çok fazla kullanılmaktadır.
"Fabl" sözcüğünün kökeni Latince "hikaye" manasına gelen "fabıla"dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlak ilkesi veya davranış kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir hikaye türünün adı olmuş.
Bu tür hikayelerin, kahramanları çoğunlukla hayvanlardır. Hikaye kahramanı bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla birlikte insan gibi konuşurlar. Esasen "fabl" bu özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında yer alır.
Fabllar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar.
Fablın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka öykünün doğal bir neticesi gibi görülmelidir.
Fabllar teşhis ve intak sanatları üzerine kurulmuştur.
Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu defa sonunda, bir atasözü ya da özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir. Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir.
Fabllerde soyut konular, olay planıyla hem somutlaştırılarak hem de hareket kazandırılarak işlenir. Olaylar bizi güldürürken eğitir. İnsanlar arasında geçen iyi-kötü, cesur-korkak, dürüst-ikiyüzlü, gözü tok-aç gözlü... vb. çatışmalar; bu niteliklerin yakıştırıldığı hayvan kahramanlar arasında geçmiş gibi gösterilir.
Fabllar aracılığıyla kanaatkarlık, özveri, yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir. Özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar. Kanaatkarlık, tamahkarlık, kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir.
Kişilerin ve çocukların yakınlık duyduğu sevdiği varlıklar olduğu için fabllar, çocukların ilgisini çeker. Öykülemenin kısa oluşu da çocukların fabllara duyduğu ilginin bir başka sebebidir. Sıkmadan verilen öğütler, bu nedenle çocukların eğitiminde yararlı olur.
Fabllar eğlendirici ve sevimlidirler.
Dramatizasyona uygun oluşları anlatımlarındaki hareketliliği eyleme dönüştürmeye yardımcı olur. Böylelikle yaşayarak öğrenmeye uygundurlar.
Fabllar olay anlattıkları için bir başka şiiri okumaktan ya da ezberlemekten daha çok çocukların ilgisini çeker.
Fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir.
Bütün uluslarda ortak bir nitelikte olan fabllar basit, pratik ahlak ilkeleridir.
Fablın Öğeleri
Fablın dört ögesi vardır: kişiler, olay, zaman, yer.
1- Kişiler: Fablin konusu olan olay, kişileştirilmiş en az iki hayvanın başından geçer. Bunlardan biri iyi ahlaklı bir tipi, diğeri kötü ahlaklı bir tipi canlandırır.Fabllerde ikinci derecede kişiler çok azdır, bazen yoktur. Kişi betimlemesi yoktur.Kahramanlar arasında tilki varsa biz onu kurnaz insan yerine koyarız; arslan varsa cesaretine güvenen biri yerine koyarız. Kısa olay bile bütün yönleriyle değil, yalnızca fable konu olan yönüyle tanımlanır. Derinlemesine duygu çözümlemelerine yer verilmez.Fabllerde bir de anlatıcı kişi vardır. Bu kişinin de betimlemesi yapılmaz, cinsiyeti verilmez. Anlatıcı kahramanları izler, dersini alır. Böylece dinleyen ile aynı görüşü paylaşır.
2- Olay:
Fablın konusu insan başına gelebilecek her hangi bir olaydır. Olay,kahramanın eyleme dönüşmüş beğenme, istek, özlem, öfke, korku... gibi tutkuya dönüşmüş duygularından doğar. Fablın gövdesini bir olay oluşturur, asıl önemli olan fablın anlatılış nedenidir. Buna "ders" denir.
3- Yer:
Tasvir yapılmaz fakat çevre çok iyi verilmelidir: Orman, göl kenarı,yol... gibi. Olayın geçtiği yer olayla birlikte değişebilir.
4- Zaman:
Her olay gibi fabldeki olay da bir zaman diliminde geçer. Kronolojik zaman kullanılır.
Fablın Bölümleri
Fabl planı dört bölümdür: Serim, düğüm, çözüm, öğüt.
1- Serim:
Olayın türüne, çıkarılacak derse göre kişileştirilmiş hayvanlar ve çevre tanıtımının yapıldığı bölümdür.
2- Düğüm:
Olay o çevrede verilmek istenen derse göre gelişir. Kısa ve sık konuşmalar vardır. Hemen birkaç konuşma ile olay düğümlenir.
3- Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter. Fablın en kısa bölümüdür.
4- Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde verilir. Bu bölüm kimi zaman başta, kimi zaman sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya bırakılır.
Fabl Türünün Gelişimi
Batıda ve dünyada ilk fabl yazarı olarak Frikyalı Aisopos (Ezop) gösterilir. Ezop’un M.Ö. 620-650 yılları arasıda yaşadığı ve baskıcı bir yönetim yüzünden düşüncelerini küçük hayvan hikayeleri ile anlattığı söylenmektedir. Ezop'un fablları MÖ 300 yılında derlenerek yazıya geçirilmiştir.
Doğuda ilk fabl örneklerine eski Hint edebiyatında MÖ 200 yıllarında Pançatantra masallarında rastlamak mümkündür. Ancak çok daha sonraki yüzyıllarda (MS 100-150) ortaya çıkan bu eserin yazarının kim olduğu ve hangi yıllar arasında yaşadığı henüz bilinmemektedir. Bu türün diğer örneği ise MS 300 yılında Beydaba tarafından meydana getirilmiştir. Beydaba, Kelile ve Dinme adlı eserini Debşelem adlı Hint hükümdarı zamanında yazmış ve ona sunmuştur.
La Fontaine, Ezop’un ve Beydaba’nın Latinceye çevrilmiş eserlerinden ve yine kendisinden önce yaşamış, Phaedrus, Planudes, Edmund Spenser gibi şairlerden yararlanarak Fabl türünde usta eserler meydana getirmiştir.
Fars edebiyatında 8.-14 yüzyılda yaşamış ve toplumsal eleştirileriyle ilgili eserler kaleme almış olan ünlü mizahçı Ubeyd-i Zakani ve 11/16. yüzyılda hayatını sürdürmüş olan Muhammed Bakir Meclisi’nin Fare ile Kedi (Muş u Gurbe) adlı eserleri vardır.
Sadi’nin Gülistan ve Bostan adlı eserlerinde hayvan hikayelerini anlatan bir çok örnek mevcuttur.
James Thurber ve İngiliz George Orwell çağdaş fabl yazarlarıdır.
Türk Edebiyatında Fabl
Türkçedeki ilk örneği Harname'dir.
Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlaki gaye güderek yazmıştır. Bu eserde yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllere yer vermiştir .
Recaizade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi bir çok çeviriler yaparak bu alanda Türk Edebiyatına katkıda bulunuştur.
Ali Ulvi Elöve Çocuklarımıza Neşideler, adlı şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo, Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir.
Nabizade Nazım’ın Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk adlı eseri vardır.
Tarık Dursun K.’nın fabl üzerine bir çok eseri mevcuttur. La Fontaine, Ezop ve Krilov’dan çeviriler yaparak yayınlayan yazar, hayvanlarla ilgili bir çok hikaye de yazmıştır.
Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, Ömer Rıza Doğrul, Kemal Demiray, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Siracettin Hasırcıklıoğlu, Sebahattin Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş çeviri yapmış, araştırmalarda bulunmuşlardır.
Fabl’ların Genel Özellikleri
“Fabl” sözcüğünün kökeni latince “hikaye” anlamına gelen “fabula”’dır. Fakat bu sözcük zamanla bir ahlak ilkesi veya davranış kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir hikaye türünün adı olmuştur. Bu tür hikayelerin, kahramanları genellikle hayvanlardır. Hikaye kahramanı bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla birlikte insan gibi konuşurlar. esasen “fabl” bu özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında yer alır. Fabl’lar hem nazım, hem nesir biçiminde olurlar. Fabl’ın sonunda her zaman bir ahlak dersi (kıssadan hisse) vardır. Bu ders kısa, açık ve doğru olmalıdır ve mutlaka hikayenin doğal bir sonucu gibi görülmelidir. Fabllarda öğretici (didaktik) bir amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu zaman verilen dersin veya öğüdün ne olduğunu anlamakta zorluk çekmezler. Çünkü; bu ders veya öğüt eserin bir yerinde, çoğu kez sonunda, bir atasözü veya özdeyiş biçiminde açıkça belirtilir. Fabllarda basit ahlak ilkelerine değinildiği gibi insanların bir çok kusurlu yönlerine de dikkat çekilir. Fabllar vasıtasıyla kanaatkarlık, özveri, yardımseverlik , iyi niyet gibi olumlu davranışlar çocuğa kazandırılabilir. özellikle 8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve dinlemekten büyük zevk alırlar. Kanaatkarlık, tamahkarlık, kıskançlık, paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından anlaşılması güç kavramların somut olaylarla anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim aracı olarak kabul edilmelidir. fabllar insan belleğinde çok kolay saklanabilen ve ortaya çıkarılabilen özelliklere sahip olduğu için sözlü gelenek içinde de yaşatılabilmektedir. çoğu manzum olan fablların başlıca amacı belli bir ana fikrin yalın veya birkaç olayın yardımıyla en kısa yoldan açıklamaktır.
Bundan dolayı fabllar kısadır ve şu dört bölümden oluşur:
1- Olayın ve kahramanların tanıtıldığı giriş bölümü
2- Olayın entrikalarla düğümlendiği gelişme bölümü
3- Düğümün çözüldüğü sonuç bölümü
4- Olay ve olayların arkasında yatan ana fikrin açıklandığı ders bölümü (kıssadan hisse bölümü)
Bütün uluslarda ortak bir nitelikte olan fabllar basit, pratik ahlak ilkeleridir. Bu sebepledir ki fabl yazarı ünlü latin şairi Phédre “fabl insanların kusurlarını düzeltmeye yaramalıdır.” der.
Kaynak: fabl.nedir.com