Şahname etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şahname etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
29 Aralık 2012 Cumartesi

Firdevsi Kimdir?


Firdevsi Kimdir ? ( d. 934 Tus , - ö. 1020 , Tus)

İran edebiyatının ve belki de dünyanın en büyük hamasi şairlerinden biri olan Ebülkasım Mansur B. Hasan Firdevsi (Tûsi) 930 yılında İran'ın Tûs Şahname 'de (60000 beyitten oluşur) ilk insandan 3. Yezdgerd dönemine kadar İran tarihini anlatır. kenti yakınlarındaki Bâj kasabasında doğdu. Geride bıraktığı eserinden anlaşıldığı gibi iyi bir eğtim alan Firdevsi, eski Yunan felsefesini de çok iyi bildiği tahmin edlmektedir. Başlıca yapıtı    
Şahname, İran topraklarına düşkün ve yorgun düşmüşleri gölgesinde serinleten eski bir milletin soy kütüğü gibidir. Bu gölgede ne pehlivanlar yetişmiş ve onun esrarengiz hikayelerinde yaşamıştır. Yarattığı büyük hamasiyle İran ve İslam kültürünü en iyi şekilde yansıtmış olan Firdevsi, İranlıların nasıl ilahi mesajı kabul edecek müsait bir camia olduğunu ve bu ilahi dini kabullendiklerini göstermiştir. İranlıların İslamın ilk yıllarından beri bu ilahi dinin yayılması için canı gönülden çalışmışlardır.    
Bu yüzden Şahname'yi sadece şairlik ve edebiyat açısından değerlendirmek yeterli olmaz. Manzum hikayelerin yanı sıra Şahname, beyit beyit, harf harf eski bir milletin arzularını, hayallerini ve yaşamını dillendiren soyname gibidir. Büyük şair Firdevsi H. 370-71 yılında Şahname'yi yazmaya başlamıştır. Yaklaşık 35 yıl bu büyük hamasinin tamamlanması için uğraşmış ve bu yolda çok cefalar çekmiştir. Daha doğrusu Firdevsi, bütün benliğini, varlığını bu işe vakfetmiştir. Bu büyük şair H. 411 yılında (M. 1020 ) vefat etmiş ve Tus şehrinde kendi bağı içinde toprağa verilmiştir. Hayatının nasıl geçtiğini tam olarak bilmediğimiz Firdevsi'nin belki de şerh-i halini kaleme aldığı ölüm karşısında mana bulan Şahname pehlivanlarının yaşamında aramak gerekir.    
Şahname 60000 beyitten oluşan büyük bir manzumedir ve mitoloji, pehlivanlık ve tarihi üç bölümden oluşmaktadır. Bu eserin en önemli kaynağı olarak öncelikle Ebu Mansuri'yi söyleyebiliriz. Ayrıca Azadserv adında şahsın Rüstem ve Gerşasp hanedanı hakkında rivayetleri ve Firdevsi'nin bizzat kendisinin insanlardan dinlediği hikayeler de Şahname'nin kaynaklarıdır.    
Şahname'deki masalları, hikayeleri sadece zahiri yapısıyla değerlendiremeyiz. Zira mitoloji, masallar birçok oluşumun gerçeklerini bize yansıtan belki de ilk kaynaklardır. Bu masalların dili de sembolik ve rumuzludur. Buna dikkat edilmezse bu masallar basit birer hikayeye indirgenmiş olur.    
Şahname iyi ve kötünün savaşımının rivayetidir. Siyavuş'un Sûdâbe'nin hileleri sonucu ölümü, Feridun ve Kave'nin zalim Dehak ile savaşı, Menuçehr'in kini … bütün bunlar bu iyi-kötü savaşımını anlatmaktadır. Firdevsi ise hep iyinin yanında yer alan bir ermiş gibidir. Şahname bir de devamlığı güzelliği ve azametinden dolayı düşmanları kendine çeken İran'ın pehlivanların onu hep savunmaya hazır olmalarını istemesini anlatmaktadır. Bu ruhiyeyle yetişen İranlıların vatan sevgisi ve bu uğurda fedakarlıkları Şahname'de mücessem olmuştur.    
Firdevsi'nin Şahname'si şiiriyle edebiyatıyla ve kullandığı edebi sanatlarıyla dün de bir şaheser olduğu gibi bugünde bir eşsiz kaynak olarak karşımızda durmaktadır. İçinde barındırdığı duygu, düşünce ve kültür bütün insanlığı kucaklamaya hazırdır.